Mühendisler, bugün etrafımızı saran altyapıyı tasarladılar ve bu altyapı bize hepimizin kanıksadığı temel gereksinimleri, konforu, bağlantıyı ve kolaylığı sağladı. Ancak ulaşım, inşa edilmiş çevre ve elektrik, çevre açısından yüksek bir bedel taşıyabilir.

Günümüzün mühendislik zorluğu, karbon ayak izini azaltırken daha fazla altyapıyı sürdürülebilir bir şekilde inşa etmeyi ve daha fazla enerji sağlamayı öğrenmektir. Çok daha iyisini yapmak, enerji verimliliğinden çimento, asfalt ve çelik gibi yaygın malzemelerdeki gömülü karbon içeriğine kadar bir projenin tasarımının tüm yönlerine meydan okumayı gerektirir; çelik gibi tarihi malzemelerin karbon ve polimer lifleri içerenlerle değiştirilmesi de dahil olmak üzere yeni uygulamalar bulmayı içerir.

Daha çevik ve yaratıcı düşünmeyi gerektirir. Bu düşünce ise mühendisleri, sorunları çözmek ve olasılıkların sınırlarını şekillendirmek için müşteriler ve paydaşlarla işbirliği yapmaya davet eder, hatta zorunlu kılar.

Mühendisler doğaları gereği sürdürülebilir tasarımla ilgilenirler. Ancak düşük karbon çözümlerine olan piyasa talebi arttıkça, bu doğal ilgiyi alıp aktif olarak katılma fırsatlarının talep edilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda, tedarik ve inşaat fırsatlarını değerlendirmek için disiplinler arası düşünülmesi de gerekmektedir.

Ekipler, yerel ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanılması, uygun beton karışımlarının en düşük çimento içeriğiyle tasarlanması ve üretim ve yerleştirme sırasında otomasyon kullanımı gibi yöntemlerle her aşamada karbon ayak izini azaltmaya odaklanmalıdır.

İnşaat ve bina sektörlerinin küresel karbon emisyonlarının yaklaşık %40’ından sorumlu olduğu bildirilmiştir. Sürdürülebilirliğe odaklanan ekipler, bir projedeyken çimento ikameleri kullanmak, düşük karbonlu çimentoları teşvik etmek, malzemelerin yerel tedarikini sağlamak ve geri dönüştürülmüş agrega ve su kullanmak gibi her yönü optimize etmeye çalışıyor.

Aynı zamanda asfalt üzerinde alternatif malzemeleri değerlendiriyor, yeniden kullanım ve geri dönüşümü teşvik ediyor ve döngüsel ekonomi ilkelerini işlerine entegre ediyor. Yollar büyük kirleticilerdir ve özellikle bu yüzden kaynak tasarrufu ve yol tasarımını optimize etmek, inşaat atık malzemelerini kullanmayı teşvik etmek, düşük enerji asfalt teknolojilerini ve yenilikçi geri dönüştürülmüş malzemeleri ve karışımları kullanmak oldukça önemlidir.

Yapılan araştırmalar; inşaat emisyonlarının sürdürülebilirlik hikayesinin sadece bir parçası olduğunu belirtmektedir. Küresel emisyonların neredeyse %30’u, binalar veya altyapı işletmeye alındıktan sonra enerji kullanımından kaynaklanıyor. Düşük son kullanım emisyonlarını göz önünde bulundurarak tasarım yapmak önemlidir.